1969 yılının yaz aylarında, dönemin büyük gazetelerinden Akşam, gazeteci Çetin Altan ve foto muhabiri Ara Güler’in Al İşte İstanbul adlı yazı dizisini yayımladı. Çetin Altan ve Ara Güler, semt semt dolaştıkları İstanbul’un o döneme ait panoramasını büyük bir ustalıkla ulaştırmışlardı okuyucuya. O İstanbul, şimdi Türk basın dünyasının duayenlerinden biri olan Çetin Altan’ın kaleminden ve uluslararası bir foto muhabiri olarak büyük ün kazanan Ara Güler’in vizöründen yeniden buluşuyor okuyucuyla. Çöp yığınları, şehir merkezindeki fabrikaları, gecekonduları, parsellenmiş Boğazı, yok edilen tarihi eserleri ve -nasılsa- hep baki kalan güzelliğiyle, 30 yıl öncesinin İstanbul’u. Bu kitabı -bunca yıl sonra hala güncelliğini koruyan sorunlarıyla, gene de yok edilemeyen güzelliğiyle, tarihiyle İstanbul’u- okurken, hep aynı şeyi mırıldanıyor insan: Al İşte İstanbul.
1969 yılının yaz aylarında, dönemin büyük gazetelerinden Akşam, gazeteci Çetin Altan ve foto muhabiri Ara Güler’in Al İşte İstanbul adlı yazı dizisini yayımladı. Çetin Altan ve Ara Güler, semt semt dolaştıkları İstanbul’un o döneme ait panoramasını büyük bir ustalıkla ulaştırmışlardı okuyucuya. O İstanbul, şimdi Türk basın dünyasının duayenlerinden biri olan Çetin Altan’ın kaleminden ve uluslararası bir foto muhabiri olarak büyük ün kazanan Ara Güler’in vizöründen yeniden buluşuyor okuyucuyla. Çöp yığınları, şehir merkezindeki fabrikaları, gecekonduları, parsellenmiş Boğazı, yok edilen tarihi eserleri ve -nasılsa- hep baki kalan güzelliğiyle, 30 yıl öncesinin İstanbul’u. Bu kitabı -bunca yıl sonra hala güncelliğini koruyan sorunlarıyla, gene de yok edilemeyen güzelliğiyle, tarihiyle İstanbul’u- okurken, hep aynı şeyi mırıldanıyor insan: Al İşte İstanbul.